Covid-19 sadece birkaç ay önce ortaya çıkmış bir hastalık. Ancak şimdiden hastalığa yakalananların eski sağlıklarına kavuşmalarının uzun zaman aldığını söyleyebiliyoruz.
Koronavirüse yakalanan bir kişinin iyileşme süresi, hastalığı ne kadar ağır geçirdiğiyle ilişkili olabilir fakat her zaman doğru orantılı olmuyor.
Pek çok kişi için Covid-19’un sıradan bir gripten farkı olmuyor. Ancak Covid-19 bazı insanlarda kalıcı izler bırakabilir.
Yaş, cinsiyet ve sağlık durumu virüsü kapan kişinin hastalığa nasıl tepki vereceği konusunda belirleyici etkenler arasında.
Hastaların geçtiği tedavi sürecinin ne derece ağır olduğu da iyileşme süresini etkileyen bir diğer etken.
Covid-19’a yakalananların çoğu sadece kuru öksürük ve ateş belirtilerini yaşıyor. Ancak eklem ağrıları, halsizlik, boğaz ve baş ağrısı da görülen semptomlar arasında.
Öksürük başta kuru oluyor. Ancak bazı hastalar, hastalığın ilerleyen evrelerinde balgam da atmaya başlayabiliyor. Bu balgamlarda virüsün öldürdüğü akciğer hücreleri bulunuyor.
Bu semptomlar istirahat ve bol sıvı tüketimiyle tedavi ediliyor. Tedavi sürecinde ağrı kesici olarak parasetamol tavsiye ediliyor.
Covid-19’u hafif geçirenler kısa sürede eski sağlıklarına kavuşuyor.
Ateş bir haftadan kısa bir sürede düşse de öksürük şikâyetleri bir süre daha devam edebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Çin’deki veriler üzerinden yaptığı bir araştırma, hafif Covid-19 hastaları için iyileşme süresinin yaklaşık iki hafta olduğu belirtilmişti.
Kimileri için hastalık çok daha ciddi bir hâl alabiliyor. Enfeksiyonun yedi ile 10’uncu gününde hastanın durumu ağırlaşabiliyor.
Durumun ağırlaşması ani bir şekilde yaşanabiliyor. Nefes darlığı başlıyor ve akciğerlerde yanma hissi ortaya çıkıyor. Bunun nedeni virüsle savaşmaya çalışan bağışıklık sisteminin sağlıklı akciğer hücrelerini de hedef almaya başlaması oluyor.
Hastalığı bu şekilde geçirenlerin hastanede oksijen desteği alması gerekebiliyor.
Pratisyen hekim Sarah Jarvis, “Nefes darlığının iyileşmesi uzun zaman alabilir… Vücut, enflamasyonu tedavi etmeye çalışacaktır. Bu durumlarda eski sağlığa kavuşmak iki ila sekiz hafta sürebilir” diyor.
Jarvis hastalığı bu şekilde geçirenlerde uzun süre halsizlik gözlemlenebileceğini de ifade ediyor.
WHO, virüse yakalanan her 20 kişiden birinin yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyacağını varsayıyor.
Yoğun bakımdaki hastalar ilaçlarla uyutuluyor ve solunum cihazlarına bağlanabiliyor.
Nedeni ne olursa olsun, yoğun bakım tedavisi gören bir hastanın nekahat dönemi ve tamamen iyileşmesi çok uzun zaman alabiliyor.
Yoğun bakımdan çıkarılan hastalar önce normal odalara alınıyorlar, ardından da nekahate evde devam ediyorlar.
Yoğun Bakım Tıp Fakültesi Dekanı Doktor Alison Pittard, yoğun bakımda yatmış bir kişinin eski sağlığına kavuşmasının 12 ile 18 ay sürebileceğini belirtiyor.
Uzun süre hastane yatağında yatmak, kas kaybına yol açabiliyor. Yoğun bakım yatış döneminde kaslarını yitiren ve güçsüz düşen hastaların, kuvvetlerini yeniden kazanmaları gerekiyor.
Bazı hastalar, yeniden yürüyebilmek için fizik tedaviye ihtiyaç duyuyor.
Yoğun bakımda alınan ilaçlar nedeniyle hastalar deliryuma girebiliyor, psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar.
Cardiff ve Vale Üniversitesi’nden fizyoterapist Paul Twose, “Bu hastalık özelinde bir sorun daha söz konusu. Viral yorgunluk kesinlikle çok önemli bir etken” diyor.
İtalya ve Çin’den bildirilen vakalarda tüm vücutta bitkinlik, en ufak harekette nefes darlığı, bir türlü geçmeyen öksürük nöbetleri ve düzensiz solunum rahatsızlıkları raporlanmıştı.
Hastalığı ağır geçirip atlatan bu kişilerde sürekli bir halsizlik de söz konusuydu.
Ancak genel sonuçlara ulaşmak da kolay değil.
Bazı Covid-19 hastaları yoğun bakımda görece kısa süre geçirirken bazı hastalar haftalarca solunum cihazına bağlı kalıyor.
Hastalığın çok yeni olmasından dolayı elde uzun vadeli etkileri incelemede kullanılacak herhangi bir veri yok.
Bağışıklık sistemi aşırı çalışıp akciğerlere hasar veren hastalarda, akut solunum sıkıntısı sendromuna (ARDS) rastlanabiliyor.
Fizyoterapist Twose, “Beş yıl sonra dahi fiziksel ya da psikolojik sorunlar yaşanabileceğini gösteren veriler elimizde mevcut” diyor.
Warwick Tıp Fakültesi’nden Doktor James Gill ise hastalığı atlatanların iyileşme sürecinde mutlaka psikolojik destek de almaları gerektiğini vurguluyor.:
“Nefes almakta güçlük çektiğinizde doktor size ‘Solunum cihazına bağlamamız lazım. Sizi uyutacağız. Ailenizle vedalaşmak ister misiniz?’ diye soruyor. Bunları yaşayan hastalarda travma sonrası stres bozukluğuyla karşılaşmamız şaşırtıcı değil.”
Bazı durumlarda hastalığı hafif atlatanlarda bile sürekli halsizlik gibi kalıcı izler oluşma ihtimali de göz ardı edilmiyor.
“Uzun Covid” denen bu hastalık belirtileri arasında kısa mesafe yürürken bile nefes nefese kalmak da yer alıyor.
Covid-19’un farklı hastalarda farklı belirtilere yol açtığı gibi uzun Covid-19 da herkeste değişik semptomlar gösterebiliyor.
Üstelik İrlanda’da yapılan bir araştırmaya göre bu sadece hastalığı ağır geçiren kişileri etkilemiyor. Araştırmaya katılanların yarısında, virüse maruz kaldıktan 10 hafta sonra bile yorgunluk belirtileri görülmüştü.
Hastaların üçte biri, 10 hafta sonra hâlâ işe dönemeyecek durumdaydı.
Bilim insanları koronavirüs belirtilerinin neden bazı kişilerde uzun süre geçmediğine dair fikir yürütse de net bir cevaba sahip değiller.
Virüsün vücudun büyük kısmından atılıp bir bölümünde tutunması bir neden olabilir.
King’s College’dan Prof. Tim Spector “Uzun süreli ishal varsa virüs bağırsakta tutunmuştur, koku kaybı geçmediyse sinir sisteminde tutunmuştur, sorun bundan kaynaklanıyor olabilir” diyor.
Koronavirüs vücutta çok farklı hücre tiplerini etkileyebildiği için güçlü bir bağışıklık tepkisi üretiyor ve bu da çeşitli organlarda hasara yol açabiliyor.
Bazı uzmanlar, Covid sonrasında bağışıklık sisteminin normale dönmediğini ve uzun süreli belirtilerin arkasında bunun olduğunu düşünüyor.
Akciğerdeki hasarın yanı sıra bazı kişilerde şeker hastalığı da ortaya çıkabiliyor ve bu kişilerin bir kısmı da kan şekeri seviyelerini kontrol etmekte zorlanıyor.
SARS-Cov-2 ile aynı koronavirüs ailesinden olan SARS hastalığı da bedenin yağ işleme yönteminde en az 12 yıl süren değişiklikler oluşmasına yol açmıştı.
Koronavirüsün beyin yapısını değiştirdiğine dair de bulgular var fakat bu henüz kesinleşmiş değil.
Dünya genelinde kaç kişinin Covid-19’a yakalanıp iyileştiğini söylemek pek mümkün değil.
Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerine göre 19 Ekim itibarıyla 40 milyon kişide virüs tespit edilirken hayatını kaybedenlerin sayısı 1,1 milyon oldu.
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelinde gerçek vaka sayısının tespit edilenlerin 10 katı olabileceğini açıkladı.
Dahası, her ülke farklı yöntemlerle veri topluyor. Bazı ülkeler iyileşen hasta verilerini yayınlamıyor. Ayrıca hastalığı hafif atlatanlar kayıtlara dahi girmiyor.
Matematiksel modellemeler, Covid-19’a yakalananların yüzde 99 ila 99,5’inin iyileşeceğine işaret ediyor.
Virüse yakalanan bir kişinin geliştirdiği bağışıklığın süresi konusunda elde çok fazla bilgi yok.
Ancak genel kanı, virüse yakalanıp iyileşenlerin yeterli ölçüde bağışıklık geliştirmiş olması gerektiği yönünde.
Fakat az sayıda da olsa, virüse ikinci kez yakalandığı bildirilen kişiler bulunuyor.
Özellikle Covid-19 aşısı üzerinde çalışanlar için bu konu hayati öneme sahip. Geliştirilecek olan aşının ne kadar dayanıklı olacağı konusu, virüse karşı bağışıklığın süresine bağlı.
PANDEMİ NEDİR? – Pandemi nedir, ülkeleri nasıl etkiler?